top of page

Şehir aydınlatması yerel popülasyonlar için tehlikeli olabilir mi?

Güncelleme tarihi: 6 Eyl 2021

Işık kirliliği küresel ölçekte artarak biyolojik çeşitliliğin sıcak noktalarına yayılırken, kullanılan aydınlatma sistemleri yeryüzünün spektral bileşimini hızla değiştiriyor.


Yeryüzünde yaşam, organizmaların sirkadiyen ritmini oluşturan, öngörülebilir gece ve gündüz döngülerinden sorumlu fizyolojik bileşenlerle birlikte evrimleşti. Ancak bu model, insan aktivitesi sonucunda pek çok canlı grubu için her geçen gün daha da bulanıklaşıyor. 2012 ve 2016 yılları arasında yapılan uydu ölçümleri, yapay ışıkla kirlenen küresel alanın her yıl %2 büyüdüğünü ve tropikal ormanlar gibi biyoçeşitliliği yüksek bölgelerin yapay ışığa daha fazla maruz kaldığını ortaya koyuyor. Artan yapay ışık kullanımı, ekosistemlerin işleyişi ve mekanizmaları için gün geçtikçe daha fazla tanınan bir tehdit haline geliyor.


Işık kirliliği küresel ölçekte artarak biyolojik çeşitliliğin sıcak noktalarına yayılırken geniş spektrumlu ışık yayan diyotların (LED) görece yüksek enerji verimliliği nedeniyle daha fazla tercih edilmesi yeryüzünün spektral bileşimini hızla değiştiriyor. Bu değişimin sonuçları henüz tam olarak bilinmiyor olsa da geniş spektrumlu beyaz LED'lerin, habitatların bozulmasında büyük bir potansiyel taşıdığı tahmin ediliyor. Bu bağlamda, dar spektrumlu lambaların (örneğin, sarı ışık yayan sodyum lambaları) biyolojik süreçler için daha az zararlı olabileceği düşünülüyor.


Sokak lambalarında kullanılan LED'ler tipik olarak beyaz ışık yayarken sodyum lambalar karakteristik sarı bir parıltıya sahiptir. Günümüzde dış mekanların aydınlatılması için eski ve az verimli sodyum lambalardan, beyaz LED'lere geçilerek küresel bir değişim yaşanıyor. Beyaz LED'lerin görünür bölgenin bütün spektrum aralığında ışık yayması sebebiyle bu değişimin vahşi yaşam üzerinde öngörülemeyen yıkımlar yaratacağı tahmin ediliyor. Işık kaynağından ne kadar dalga boyu yayılırsa tür çeşitliliği ve biyolojik süreçler üzerindeki bozunum o kadar yüksek olur. Bu nedenle sirkadiyen ritmi düzenleyen hormonlar ve gün ışığı tarafından kontrol edilen biyolojik süreçlerin aksamasına ya da engellenmesine beyaz LED'lerin sebep olması daha olasıdır.


Sodyum lambanın (solda) ve beyaz LED'in (sağda) görüldüğü iki sokak lambasının fotoğrafı


İngiltere'de yürütülen yakın tarihli bir çalışma, dış mekanlarda beyaz LED kullanımının yerel yaban hayatı nasıl etkilediğini araştırmak için güve tırtıllarına odaklanıyor. Çalışma kapsamında güvelerin tercih edilmiş olmasının birkaç temel nedeni bulunuyor. Tür bakımından son derece zengin olan güveler (Lepidoptera), dünya üzerinde en fazla çalışılan böcek gruplarından birini oluşturur ve karasal ekosistemler için tozlaştırıcı, av ve konakçı olarak hayati işlevsel rollere sahiptir. Ayrıca ergin güveler yaşamları boyunca uzun mesafeler katedebilirken tırtıllar yumurtadan çıktıkları bölgeyi terk etmezler. Güve tırtıllarının bu davranış biçimi, yapay ışığın yerel böcek popülasyonlarını nasıl etkilediğine dair daha kesin tahminler yapılmasını sağlıyor.


Newcastle Üniversitesi, UK Centre for Ecology & Hydrology ve Butterfly Conservation'dan bir grup araştırmacı tarafından yürütülen çalışmada hem aydınlatılmış hem de karanlık habitatları kapsayan yol kenarlarındaki alanlar incelenirken en az 60 metrelik bir tamponla sınırlanmış, tümü aydınlık ve karanlık bölümleri kapsayan 27 farklı mevkide çalışılmış. Bu mevkilerin aydınlatılmış bölümlerinde yapay ışık kaynağı olarak yalnızca beyaz LED'ler ve sodyum lambaları kullanılmış.


Science Advances'te yayımlanan sonuçlar, aydınlatılan alanlardaki tırtıl sayısının üçte bir ila yarı oranda azalmasıyla (%33 – %47) son derece çarpıcı. Herhangi bir lamba ile aydınlatılmayan karanlık alanlarda neredeyse her zaman daha fazla tırtıl bulunurken beyaz LED'le aydınlatılan alanlar, sodyum lambalı alanlara kıyasla tırtıl sayılarında keskin bir düşüş göstermiş. Bu bulgular, şehir aydınlatmasının yabani böcek popülasyonlarının büyüklüğü üzerindeki olumsuz etkilere dair güçlü kanıtlar sağlıyor. Beyaz LED'lerin yerel popülasyon büyüklüğü, beslenme davranışı ve fizyolojik gelişim üzerinde gözlemlenen tüm etkileri göz önüne alındığında, aydınlatma teknolojilerinde beyaz LED kullanımına yönelik mevcut eğilim endişe vericidir.


Güvelerde yumurtlama davranışının karanlık koşullar altında evrimleşmiş olması nedeniyle güve kayıplarındaki önemli nedenlerden birinin gece aydınlatması olduğu belirtiliyor. Ayrıca ergin güvelerin yarasalar tarafından kolay avlanabilecekleri sokak lambalarına yönelmesi, popülasyonlarındaki küçülmenin diğer bir nedenini oluşturuyor. Yapay ışıkla daha önce hiç aydınlatılmamış habitatlarda yapılan bir deneyin bulguları ise yapay ışığın gececil tırtılların beslenme örüntüsünü bozduğunu ortaya koyuyor. Nitekim ergin aktivitesini kısıtlaması, beslenmeyi bozması ve üremeyi kesintiye uğratması gibi geniş kapsamlı etkileri nedeniyle "gece aydınlatması", son yıllarda dramatik şekilde azalan böceklere yönelik bir dizi tehdit arasında gösteriliyor.


Kırlangıç​​kuyruk güvesinin dünya popülasyonu son 50 yılda neredeyse yarı yarıya küçüldü.


İngiltere başta olmak üzere Avrupa'nın farklı bölgelerinden, güve sayılarında ciddi düşüşler gözlendiği bildiriliyor. İngiltere'de bilinen toplam güve sayısı 1970'li yıllardan günümüze kadar üçte bir oranında azalırken diğer ülkelerde de güvelerin azaldığına dair kanıtlar gösteren pek çok veri mevcut.


Buradaki çalışma, ışık kirliliğinin gececil böceklerin azalmasına neden olduğuna dair mevcut kanıtları artıyor. Habitat kayıpları ve iklim değişikliği gibi başlıca sorunlara kıyasla ışık kirliliğinin ne kadar kritik olduğunu henüz tam olarak bilmiyoruz. Böceklerin ekosistemler için önemi göz önüne alındığında, böcek popülasyonlarını olumsuz etkileyen olası tüm faktörlerin etkisini azaltmamız gerekiyor. Popülasyonlarda meydana gelebilecek ani değişimlerin karasal ekosistemler için birtakım ekolojik sorunlar zincirini başlatması kaçınılmazdır.


İyi haber şu ki biyoçeşitlilik kaybının tüm nedenleri arasında çözümü en kolay sorunlardan biri ışık kirliliğidir. Mevcut aydınlatma sistemlerinde ince düzenlemeler yapmak, onların ekolojik zararlarını azaltabilir. Örneğin, LED'lerin geleneksel aydınlatma teknolojilerine göre avantajlı özellikleri bulunuyor. Işık şiddetleri kolayca düşürülerek karartılabilirler, ışıkların yalnızca insanlar etraftayken açılması için hareket sensörleriyle desteklenebilirler veya ışık kirliliğini azaltmak için akıllı sokak aydınlatma sistemlerine entegre edilebilirler. İngiltere'nin birkaç farklı bölgesinde, belli yarasaların rahatsızlığını minimum seviyede tutmak için kırmızı LED'li sokak lambalarının kullanıldığı biliniyor.


Yerel popülasyonları korumak için önerilen eylemler ışığın şiddetini ve spektral aralığını düşürmektir.


Küresel iklim değişikliği gibi biyoçeşitliliğe yönelik ana tehditleri ortadan kaldırmak için harekete geçmek genellikle uzun süren gecikmelerle sonuç verir. Ancak ışık kirliliği söz konusu olduğunda, eylem ve sonuç arasında böyle bir gecikme etkisi yoktur. Gereksiz sokak lambaları kapalı tutulursa ya da bölgedeki canlılık için uygun spektrum aralığında lambalar tercih edilirse yerel yaşamın hızla iyileştiği kolaylıkla gözlemlenebilir. Şehir aydınlatmasının trafik kazalarını azaltmak ya da güvenliği artırmak gibi insan yaşamı için sağladığı bir dizi faydaya ek olarak yapay ışığın diğer artı ve eksilerine ilişkin daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Kendimizden çok, yaşam alanlarını bizlerle paylaşan tüm canlılar için...



Kaynaklar ve İleri Okuma

 
 
 

Коментарі


bottom of page